Samstag, 30. Oktober 2010

A big Happy Birthday to LULA!


Bayılarak takip ettiğimiz, en en sevdiğimiz Londra merkezli dergi Lula'nın editörü Leith Clark ile 'Dazed Digital' derginin 5.yılını kutlama amacıyla bir röportaj gerçekleştirmiş!


Beni en çok şaşırtan Clark'ın , 5. yıl önce dergiyi çıkartma amacının 'ileride torunlarına gösterecek bir şeyler ortaya koymak' olduğunu belirtmesi. Bu düşünce üzerine kurulu bir dergi de nasıl bir dergi olabilir? Lula gibi:) Bir yanda fantastik, rüya gibi  çekimler diğer yanda insanı içine çeken samimi ve 'içi dolu' yazılar, röportajlar. Okuyucu kitlesi sürekli büyüyen ve okuyucularını her sayısında başka diyarlara alıp götüren bir dergi 'Lula'.
(Kargoyla İngiltere'den isteticek kadar hastasıyız, evet, gerçekten! )


Röportajdan alıntı yaparak sizlere Lula'yı kısaca anlatacak soru ve cevapları aşağıya not ettim.

Dazed Digital: Lula, resmen genç kızlara aşık olma sebebi. Gerçek dünyada genç bayanların hepsi hırslı, birbiriyle yarış halinde. Ama Lula'yı açınca sanki herkes genç bir kız ve herkes birbirini seviyor. Böyle bir havası var derginin.
L. Clark: Moda dergilerinin hepsinde şöyle bir şey var: Kadınlar birbirlerini takip ediyor, izliyor, eleştiriyor; ancak daima arka planda hayali bir erkek var, onun varlığı her sayıda mutlaka gösterilmeye çalışılıyor. Dergi cinselleştiriliyor yani. Ben bunu anlayamıyorum. Benim dergimde de bayanlar diğer bayanları takip ediyor, izliyor; ama yaşımız ilerledikçe hepimizde olması gereken duygularmış gibi gösterilen hırs, rekabet, kıskançlık olmadan birbirlerini izliyorlar.Lula bizi modayı ilk sevme sebebimizin ne olduğuna, yani çocuklukta başlayan o duyguya geri götürüyor. Küçükken çok sıkı kuralları olan bir bale okuluna kayıtlıydım. Okulun bu sıkı disiplini altında görevimi çok iyi yerine getiriyor, sıkı çalışıyordum. Ancak sıra sahneye çıkıp özgürce dansımı sergilemeye geldiğinde çok zorlanıyordum. Bunun üstüne bana mavi bir kuş kostümü dikip giydirdiler ve sahneye öyle çıkmaya başladım. İşte o kostümün içindeyken kendimi özgür ve korkusuz hissediyordum. Kıyafetlerin insanı nasıl hissettirdiğini, insanın da kıyafetleri nasıl özgürleştirdiğini çok erken yaşta anladım.


Dazed Digital: Lula'nın 5. yaşgününde sürekli artan okuyucu kitlesine dayanarak dergiyi artık sizin derginiz olmaktan çok 'onların' dergisi yapmak gibi bir düşünceniz var mı?
L. Clark: Hayır, yok. Komik olan şu ki hepimiz farklı, eşsiz ve özel olduğumuzu düşünmeyi seviyoruz. İlk sayıyı çıkartırken sanat yönetmenimiz bana " 'Childlike Empress' üzerine olan bu 6 sayfayı yayınlamak istediğine emin misin? Biraz garip olmaz mı?"diye sordu. "Kesinlikle garip olmaz. Bence çok eğlenceli, aksine insanlar bayılacak." dedim. Bunu söylerken bahsettiğim 'insanların' kimler olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Ama tahmin ettiğim oldu, ve bayıldılar. Ben insanların daha az ilgi göstereceğini düşünmüştüm; çünkü derginin sadece benim dünyamı anlattığını düşünüyordum.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen