Samstag, 29. Januar 2011

The X legs


New York'un meşhur sokak fotoğrafçısı Bill Cunnigham sokaklarda spontane fotoğraflarını çektiği, stillerinde üstün zevke sahip bayanların ortak bir yönünü keşfetmiş: Vücut duruşları.
Bayanların bacaklarını çapraz şekilde tutmalarının 'X' harfini anımsattığını çektiği fotoğraflarla kanıtlamış. Gerçekten de öyle değil mi? Fotoğraflara şöyle bir bakınca, veya şöyle bir düşünmek bile yeterli, bacakların bu çapraz duruşu günümüz bayanının 'duruşu' haline gelmiş. Herkesin gördüğü; ama hiç dikkat etmediği küçük bir ayrıntı da olsa bazılarının neden diğerlerinden daha zarif ve çekici durduğunun da cevabı bu duruşta gizli olsa gerek.

Donnerstag, 27. Januar 2011

The smaller the better!

Bimba & Lola'nın ufak ve birbirinden şık olan çantaları hem kullanışlı hem farklı tasarımlarıyla hem de bütçeyi zorlamayacak fiyatlarıyla görücülerinin aklından çıkmayacak türden! 







That's why we fall in love with the Italian!

İtalyanların mutfağına, mimarilerine, erkeklerine, kadınlarına, stillerine hep övgüler yağdırılıp duruluyor ya, işte buyurun aşağıda benim de bu övgüyü yağdıranlardan biri olma sebeplerimden yedi tanesi! Ki bunlar sadece aklıma ilk gelenler!

1. Eşsiz stil zevkleri







2. Anna Dello Russo ve asistanları (Vivianna ve Aurora)! <3 

Vivacious ADR!




3. Giuseppe Zanotti


4. Aşk çeşmesi!


4. 'Uğrunda ölmelik' pizzaları!!


5. Prada 2011 ilkbahar-yaz koleksiyonu! Defileyi izlemek bile insana enerji veriyor. Renkleri, çizgileri, desenleri insanın aklını alıyor.

6. Tadına doyum olmayan  kahveleri!


7. Bottega Veneta'nın hiç bir zaman modası geçmeyecek deri 'örgü' detaylı çantaları



7. Ve son olarak tapınılası bir sese sahip Andrea Bocelli!


Dienstag, 25. Januar 2011

Get messy!


Leopar, siyah beyaz çizgili sweat ve siyah dantel şort bir araya gelince ortaya çıkan görüntü nasıl?

a)Dağınık? I ıh.
b)Salaş? =/
c)Pis? Tabii ki, hayır!
d)Cool? (Y)!

Saçlara ve soluk benize dikkat! Üst üste rastgele sırtına geçirilmiş gibi dursa da müthiş cool gözükmüyor mu? Kim demiş ütülü, tam bedeninize uygun, hanım hanımcık, özene bezene seçilmiş kıyafetlere bürünmek makbuldür diye. Bayanlar beyler "ııy ne kadar salaş pis gibi, ağzı saçında filan..." diyenlere inat daha önce hiç bir arada giyilmez dediğiniz kıyafetlerinizi bir araya getirerek giyininiz, rahatınıza bakınız. Moda kemiklerden ibaret, cansız gibi duran modellerin üstünde taşıdıkları milyon liralık kıyafetlerden ibaret ciddi bir konu değildir, aksine eğlenceli bir mevzudur. Zorlamayın, gönlünüze göre giyinin, biraz eğlenin. (Yalnız rahatıma bakayım derken ortaya çorba gibi bir görüntü çıkarıp dedikodu sebebi olmayın.)

The Dazzling Burgundy




Şarap kızılı renginin büyülemeyeceği insan var mıdır acaba? İlk bakıldığında 'şehvet' dolu bir renk gibi gözükse de şu dünyanın en güzel, en 'tok' renklerinden bir tanesi. Söyleyin, bu editorialda ilk önce dikkatinize takılan, gözünüzü alan şey kıyafetler mi, yoksa modelin şarap kızılı rengindeki saçları mı? Modelin üstünde sadece topuklu ayakkabıları, takıları ve bu göz alıcı renkteki saçları olsa bile başlı başına yeterli olurmuş! Bir renk başlı başına Christian Lacroix ve Marchesa etiketi taşıyan gösterişli elbiselerin önüne geçebilir mi? Tabii ki evet!

Musing


,

25 yaşında parasal sıkıntılar sebebiyle hastalanıp dünyaya gözlerini yummuş ve anca öldükten çok sonradan hak ettiği değeri görmüş olan İngiliz şair 'John Keats'in hayatını anlatan 'Bright Star' filminin ilham verici manzaraları, kostümleri, insanın içine işleyen 'aşk' teması ve müzikleriyle izleyene ilham veren bir film. Benim son zamanlarda izlediğim en anlamlı, en etkili film. Bir çok kişiye sıkıcı gelebilecek türden olsa da filmin konusu, kostümleri, oyuncuları, müzikleri ve her şeyiyle beraber büyülenmemek imkansız
Kostümleri ise izleyenlerini o yıllara dönmeyi istetecek kadar 'asil' ve 'şık'. Filmin başrol oyuncusu Abbie Cornish de filmde modaya düşkün, kendi kıyafetlerini kendi tasarlayıp diken bir bayanı canlandırıyor. 1800'lü yıllarda dahi modanın ve şıklığın ne kadar önemli ve göz ardı edilmemesi gereken bir konu olduğunu gözler önüne seriyor. 
Şapkalar, uçuşan elbiseler, fırfırlar, tüller ve yüksek yakalı kostümlerle Viktorya döneminin 'romantik' modasını bizlere sergiliyor. Kibarlığın, zerafetin, asaletin önde gelen erdemlerden olduğu bu dönemde kostümler de bunlardan payını almış durumda. Her birinde apayrı bir asalet göze çarpıyor. 











Filmin en akılda kalan sözleri ise yine John Keats'in sevgilisi için yazdığı filmin de adını aldığı 'Bright Star' şiirinden:

...
Awake for ever in a sweet unrest, 
Still, still to hear her tender-taken breath,
And so live ever--or else swoon to death.

Sonntag, 23. Januar 2011

Living in the 70s...










70'li yılların şık kesimlerine ve eleganlığıyla siyahla yarışır durumda olan bej tonlarına bakıp da o yıllarda yaşamış olmaya özenmemek çok zor. Yani, en azından benim için. Kıyafetler adeta fazlalıklarından sıyrılmış gibi. Bakanın gözünü yormayan, karman çorman'lıktan uzak kıyafetler hepsi. İnsanda dokunma hissi uyandıran yumuşak tonlar ve kumaşlar, hayranlık duyulası bir eleganlık... Günümüzde, etrafımıza mumla aranır durumda olan bu 'zarif' görüntüye öyle özlem duyuyorum ki... Neyse ki Hannah MacGibbon ve Phoebe Philo bu duygumuzu bastırmaya yetiyorlar.

Mittwoch, 19. Januar 2011

Qui?

Dior sadeliğe ve eleganlığa düşkün kadınları zayıf noktalarından vurup görücülerine iç geçirtmek için bu yüzükleri tasarlamış. Bu tuzağa düşmemek, pembe altının büyüsüne kapılmamak elde mi?




Dior'un 'Qui' yüzüğünün bir de elde nasıl durduğuna bakın.
Başka hangi yüzük eli bu kadar zarif gösterebilir??