Bel çantalarından heeep nefret etmişimdir. Bana hep tatil beldelerinde gördüğüm kayboluruz korkusuyla birbirine yapışık gezen turist ailelerden anne babanın beline sıkıca bağladığı 'çirkin görünümlü' çantaları hatırlatır:/ Genelde de hep böyle eşantiyon niyetine bir firmanın hediye ettiği türden olurlar, ön yüzünde firmanın adı yazar, harfler hafif siliktir filan...Yani karşıdakine verdiği tek bir mesaj vardır, o da; 'Gel de çal bakalım' dır. Böyle bir sinir bozucu, karşıdakine hırsız muamelesi yapan türden çantalar olduğundan bel çantalarını hep itici bulmuşumdur. (Uzun saplı, çapraz takılan çantalar ne güne duruyor?)
Gelgelelim Dolce&Gabbana'nın 2011 sonbahar kış koleksiyonlunda bel çantalarına yer verilmiş. Görür görmez içimden "Ah be, yapmayın!" demedim değil; ama şöyle bir kaç kere daha bakınca sanki biraz ısındım gibi:/ Bir yandan da Sex and the City'nin üçüncüsünde (Bu arada Carrie rolünü Blake Lively'nin oynama ihtimali olduğunu biliyor muydunuz?) dörtlü yeniden uzakdoğuya, veya başka bir yere turist olarak gitse bir sahnede mutlaka bu çanta kullanılır diye düşünmekten de kendimi alamıyorum.
(Ahh...Önyargılarrrrr!)
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen