Şu ara bloglarda, sitelerde gezinirken gözüme takılan bir şey var o da kolyelerin gömleklerin yakası altından geçirilerek, papyon gibi kullanılışı. Gömlek düğmelerini tamamen ilikleyip boyna geçirilen renkli, taşlı kolyeler gömleğe hem göz alıcı bir ışıltı hem de gömleğin boyna kadar ilikli oluşunun yarattığı maskülen görünüme kadınsı bir hava katıyor. Bence çok hoş ve farklı bir kombinasyon yaratan bu ikiliyi denemeli!
Montag, 28. Februar 2011
Freitag, 25. Februar 2011
The O.C Obsession
Opening Ceremony'nin sitesi şu aralar bünyemde bir bağımlılık yaratmış halde. Site, içeriğinde bulunan her bir parçayı idik didik inceleme isteği uyandırdığından ve bunun sonucuda da gözlerde geçici sulanmaya sebebiyet verdiğinden yetkililerine mail atıp siteye giren her bir müşteriye gün içerisinde sadece 1 saat geçirebilme hakkı vermesini, süre tamamlanınca da sitenin o günlük kitlenmesini filan talep edicem. Yoksa gerçekten benim gibi gözü bozuk olanların bu site sebebiyle artık kör olacak hale geleceklerinden korkuyorum. Hadi gözlere verdiği zararı geçtim, psikolojik olarak (şiddetli bir 'isteyip de alamama' duygusu) verdiği zararlardan hiiç bahsetmiyorum.
Neyse, sitenin yeni 'obsesyon' sebebi ise Maison Michel'in kocaman taşlardan tasarladığı saç bandı! Saçlara takıldığında kişiyi Yunan tanrıçası' na dönüştürebilecek bir etkiye sahip olduğunu siteye not etmeyi unutmuş olsalar gerek. Maile bunu da yazıcam.
Fiyatı mı?
$ 975.00 . . .
Ben bir bardak soğuk su içip geliyorum.
$ 975.00 . . .
Ben bir bardak soğuk su içip geliyorum.
Mittwoch, 23. Februar 2011
Bewitch us Mr. Walker!
Tim Walker değneğini bu sefer de Kore'li giyim markası O'2ND'ye değdirmiş. 'Masallara özgü kareler' denince akla gelen ilk fotoğrafçı olan Tim Walker'ın insanı içine çeken büyülü fotoğraflarında set tasarımının da ne kadar etkisi olduğu gözden kaçırılmayacak bir gerçek. Markanın 2011 ilkbahar koleksiyonu tanıtımı için çekilen bu reklam kampanyasında da büyülü atmosferi tamamlayan kocaman set aksesuarlarının (pembe eldiveni odama istiyorum!) tasarımı Simon Costin'e ait. Stilistliğini ise tarzına da çıkardığı işlere de hayran olduğum Kate Phelan üstlenmiş.
O değil de Tim Walker'ın karelerinin içine hapsedilip bir daha çıkmamayı istiyorum! Tanrım. . .cennet!
Montag, 21. Februar 2011
Can't wait!
New York Moda Haftası'nın sonlanmasıyla moda takipçilerinin kalbi bu sefer de Londra'da atmaya başladı. Nefes almaya vakitleri olmadan, editörler peşpeşe New York'tan Londra'ya ordan Milano'ya ordan da Paris'e koşturadursunlar, benim takip ettiğim defilelerden gözüme çarpıp, bende yazı atlayıp da bir an önce sonbahara gelme isteği uyandıran (??!) görüntüler şu şekilde:
1. Alexander Wang'in herkesin dolabında sahip olmayı dileyeceği türden kusursuz kesimli, uçları şeritler halinde inen, yürürken modelin bacakları etrafında savruluşu bana kurdeleyle şekiller çizen artistik cimnastikçileri hatırlatan ipek etek ve elbisesi. Göz alıcı!
2. Derek Lam'ın asimetrik kesimli ve deri detaylı haki tonlarındaki terzilik harikası paltosu, altında yine asimetrik kesimli boğazlı ve dökümlü kazağı ve deri pantolon kombinasyonu herkesin şimdiden arzuladığını tahmin ettiğim üçlü. Kolları kürk detaylı beyaz kabanı ise tek kelimeyle 'muhteşem'!
3. Philosophy'nin defilesi ise benim en beğendiğim defile! Pastel renkleriyle insana kendisini bulutların üstünde hissetirecek türden kıyafetlerden oluşan bir koleksiyon bu sezon Alberta Ferretti'nin 'Philosophy' için hazırladığı koleksiyon.
4. 3.1 Philip Lim'in koleksiyonundan ise bu iki look sonbahar sezonununda bayanların alışveriş listelerinin başlarında geleceği kesin!
5. Sonbaharla özdeşleşmiş olan toprak tonlarından en güzeli, en canlısı DKNY'nin paletinde! Bu renge bir de pembe ve oranj katılınca. . . diyorum size insanın zamanı hızlandırası gelmiyor mu?
6. Her sezon 'Bu sefer ne yapacak?' diye takipçilerinin merakla beklediği koleksiyonların baş ismi 'Marc Jacobs' yine yeniden herkesin tek bir detayı bile kaçırmayı istemeden dikkatlice izlediği koleksiyonun yaratıcısı. Kolkesiyonu tek kelimeyle özetleyecek olursak, 'puantiyeler' demek yeterli olacaktır. Yalnız benim kalbimi çalan özellikle diz boyunda irili puantiyelerden oluşan göz alıcı etekler oldu.
Marc by Marc Jacobs'tan ise favorilerim 'fil' baskıları. Süper tatlılar!
7. Michael Kors ise koleksiyonunda minimalizmin etkisini her parçada kusursızca hissettirmiş. Bana göre hit parça ise siyah, ışıltılı havuç kesim pantolon.
8. Prabal Gurung'un gelecek sezon için hazırladığı elbiselerine bakıp da kendinden geçmeyecek bayanı ise tanımıyorum! Bu kadar iddialıyım.
9. Tüm bayanların bir tane bile olsa sahibi olmayı şiddetli bir arzuyla istediği PS1 çantalarını bizlerle tanıştıran Proenza Schouler'ın defilesi herkesin ayakta alkışlaması gereken bir defile bence. (Şahsen ben orada bulunsam böyle yapardım.) Geometrik desenleriyle, kumaşlarıyla ve kusursuz kesimleriyle her bir parça ayrı ayrı bir övgü sebebi.
10. Bu sezonun en çok uzun boylu bayanları sevindireceği kesin. Çoğu marka paltoların boyunu bileklere kadar uzatmış. Bunlardan biri de rahatlığı ve farklılığıyla benim en sevdiğim markalardan biri olan Band of Outsiders. Beyaz kürk palto sanki Buz Kraliçesi'nin kostümü gibi. Göz kamaştırıcı!
11. Ralph Lauren'in rengarenk desenli siyah uzun paltosuna ise biraz fazla kafayı takmış olmalıyım ki rüyama bile girdi. E ama girmeyecek gibi mi?!
12. Theyskens' Theory kadını denince benim akılmda beliren ilk imaj güçlü bir kadın imajı. Bayanların Theyskens' Theory'nin kıyafetleri içinde kendilerini güçlü ve bir o kadar da 'kadın' hissedeceklerini düşünüyorum. Bu sezon da bu duruşundan ödün vermeden, her bir parçası seneler sonra da rahatlıkla da dolaptan çıkarılıp giyilebilecek türden zamansız parçalardan oluşan bir koleksiyonla karşımızda! Uzuun paltolara dikkat.
13. En büyük hayallerimden bir tanesi (gerçekten) bir adet kabarık etekli, görkemli bir görünüşe sahip (ki hangi biri değil) bir Marchesa elbiseye sahip olmak. Gelecek sezon da bu hayalle yaşamaya devam etmeme sebep olacak elbiseler ise. . :
14. Dünyanın en seksi bandaj elbiselerini tasarlayan Herve Leger'ın önümüzdeki sezon için hazırladığı koleksiyonunundan benim gözde'm ise. . :
15. Şeker bir görüntüsü olduğu düşünülen puantiyeler hiç bu kadar seksi olmamıştı deme sebebim ise Diane Von Furstenberg defilesinden şu görüntü:
Onlarca defile arasından seçip benim en beğendiklerim bu şekilde. New York merkezli çalışan tasarımcıların 2011'in sonbahar ayları ve 2012'nin başları için öngördüğü tasarımları kısaca bir özetleyip, işinizi kolaylaştırayım dedim.
Şimdilik ciao!
Abonnieren
Posts (Atom)